Özhaseki, Türkiye’de her yıl 2 ya da 3 yıkıcı deprem meydana geldiğini ve buna tek çözümün kentsel dönüşüm olduğunu söyledi. Bakanlık olarak kentsel dönüşüm konusunda büyük bir mücadele verdiklerini ifade eden Bakan Özhaseki, “Ana karamızda ve denizlerimizde 6 ve üzerinde şiddette yıkıcı deprem sayısı son 100 yılda 231. Yani her sene 2 veya 3 tane deprem oluyor. Şu anda hareketli 500’e yakın fay hattı var. Hiç kimse ben emin yerdeyim, bana bir şey olmaz asla demesin. Süresi var, zamanı var. Bu hareketli olan fay hattı bir gün gelir, orayı da vurur. Peki ne yapmak lazım? Bütün dünyada bunun bir tane çözümü bulunmuş, kentsel dönüşüm. Kentsel dönüşüm olmadan bu iş olmaz. Kentsel dönüşümün üç tane ayağı var. Birisi bakanlık, birisi belediye, birisi de vatandaş. Biz bakanlık olarak müthiş bir mücadele içerisindeyiz. Ben bakan olarak şehirlere gidip tek tek rica ediyorum, yalvarıyorum. Ne olur belediye başkanları, hazırlayın da bölgelerinizi gelin, beraber çalışalım, vatandaşlarımızı güvenli konutlarda oturtalım diye. Yasalar çıkarıyoruz, bütçeler ayırıyoruz. En son, sıkıntı duyduğumuz bazı yasaları değiştirerek, yeni yasalar çıkartıyoruz. Biz hazırız. Gelenin de asla partisine bakmıyoruz. A, B, C, D hangisinden gelirse gelsin, sonuna kadar kapı açık, net olarak söylüyorum” dedi.
MUHALEFETİ ELEŞTİRDİ
Özhaseki, CHP’li belediyelerin hiçbir şey yapmadığı halde yapmış gibi göstermeye çalıştığını söyledi. Kendisinin de 20 yılı aşkın bir süre belediye başkanlığı yaptığını hatırlatan Özhaseki, “Dışarıdan tabii sanatçı çağırmak çok kolay. Hele hele yandaş sanatçıları çağırmak. Yandaş gazetecileri çağırıp, onlara para verip konuşturmak da kolay. Vallahi heykel dikmek de kolay. Karşı olduğum için söylemiyorum, lütfen yanlış anlamayın. Sanata niye karşı olalım. Resme, müziğe, heykele niye karşı olalım. Asla böyle bir şey olamaz. Ama bir belediye başkanı vicdanı huzur içinde kenara çekilecekse, önce şu vicdanına bir sorsun, yalnız kaldığında. Deprem geldiğinde yıkılacak binlerce ev var. Ben ne yaptım desin. Hangisini dönüştürdüm? Kaç tanesini dönüştürdüm? Ne yazık ki, yine üzülerek söylüyorum, CHP’li belediyelerin yapmadığı gibi bu tür işleri, bir başka özelliği daha var. Dava açmak, işi engellemek. Hastaneye başlıyorsunuz dava açıyorlar, okula başlıyorsunuz dava açıyorlar, TOKİ konut yapacak dava açıyorlar. Yapmayın diyorsunuz, ‘dava açmak benim anayasal hakkım’ diyor. Sizin dava açma hakkı diyerek istismar ettiğiniz konu, anayasal bir hak da şu insanların makul bir şekilde evlerinde oturmaya hakları yok mu kardeşim? Bizdeki muhalefet ne hikmetse, milli meselelerde bile karşı çıkıyor, hayırlı bir mesele olduğunda yine karşı çıkıyor, yine dava açıyor. Sonra da bir algı operasyonu çekiyorlar. Böyle bir moda başladı. Benim anlayamayacağım bir şey. 20 küsur sene belediye başkanlığı yaptım. Bu işin de bir usulü vardır. Fakat son dönemde CHP’lilerin yapmış olduğu, bir belediyecilik. Yapmadığı halde, yapıyormuş gibi göstermek. Hiçbir şeye çalışmadığı halde çalışıyormuş gibi göstermek. Tatilde gezerken, iş başındaymış gibi sunmak. Gözü başka yerlerde ama işine hakimmiş gibi göstermek. Ben böyle bir şeyi anlayamıyorum” diye konuştu.