Tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, “Eğer etnik bilgimizi, tarihi yorumlamalarımızı kendimiz ele almaz ve buradaki ‘problematik’ dediğimiz sorunsalı birlikte çözmezsek her zaman için ikinci sınıf insanlar hayatımıza ve tarihi kültürümüze müdahale edeceklerdir.” dedi.
Ortaylı, Balkan Kongre Merkezi’nde, Edirne Valiliği Edirne Balkan Şehirleri İşbirliği Edirne Platformu ve Trakya Üniversitesince düzenlenen 1. Uluslararası Balkan Sempozyumu’nun açılışında yaptığı konuşmada Balkanlıların, çalışkan ve dünyayı tanımaya açık olduğunu söyledi.
Balkanlıların, kendi milli etnik karakterinden önce, her şeyden evvel Balkanlı olduğunu belirten Ortaylı, “Onların bir arada çalışmaması, üretmemesi, bir arada ilim yapmaması şaşılacak bir geriliktir. Onun telafisi gerekir.” dedi.
Ortaylı, Küçük Asya ve Trakya’nın tarihte otantik halklar, Türkler, Romalılar ve Helenler’in dışında İranlıların da yerleşme yeri olduğunu dile getirdi.
Bugün Türkiye’nin bu alana sahiplik ettiğini ifade eden Ortaylı, “Ülkenin içinde bulunan etnik azınlıklarımız hiç şüphesiz ki Türk devletinin kışkırtıcı olmayan, siyasi bakımdan tahripkar faaliyetlere girmediği, sulhçu, barışçı bir politikayla hayatına devam etmektedir. Bu politika bence örnek olmalıdır. Memnuniyetle kabul ediyoruz, görüyoruz. 1989’dan sonra ortaya çıkan Balkan Devletleri’nde problemler bu yollarla çözülecektir.” diye konuştu.
“Almanya, Balkan bölgesindeki muhtelif etnik gruplar arasında çatışmayı besleyecek faaliyetler düzenliyor”
Balkan uluslarının “tatlı hayatları”na ve çalışkanlıklarına devam etmesi gerektiğini vurgulayan Ortaylı, şunları kaydetti:
“Bütün mesele Avrupa Birliği’nin gerçekte bir kağıttan kaplan olan yeni iktidarlarının Balkan coğrafyasına ve siyasetine müdahalesini önlemektir. Bunun başında, hiç şüphe yok ki Federal Almanya geliyor. Söyleyeceklerim, devletimizin takip ettiği siyasetin ve politikanın dışındadır. Bu politikaya akademisyenler katılmak zorunda değildir. Ama bazı gerçekleri ona rağmen belirtmek zorundayız. Bu bizim demokrasimizin ve hürriyetimizin bir icabıdır. Almanya, Balkan bölgesindeki muhtelif etnik gruplar arasında çatışmayı besleyecek faaliyetler düzenliyor.
Bilhassa ülkesinde, bu ülkelerden gelen azınlık gruplar arasında bu faaliyeti gösterdiği görülmektedir. Bu bizim Türkiye’dekilerden başlıyor. Balkan coğrafyasındaki etnik grupların arasını kapsıyor. Şunun üzerinde açıkça durmak gerekir. Eğer etnik bilgimizi, tarihi yorumlamalarımızı kendimiz ele almaz ve buradaki ‘problematik’ dediğimiz sorunsalı birlikte çözmezsek her zaman için ikinci sınıf insanlar, hayatımıza ve tarihi kültürümüze müdahale edeceklerdir. Şunu da her şeyden evvel unutmamanızı salık veriyorum: Tuna’yla Akdeniz arasında kalan Balkan milletleri Akdeniz camiasına girerler. Bizim istikbalimizi ve varlığımızı Kuzey Avrupa coğrafyasında, Atlantik coğrafyasında ve oradaki milletlerin devletlerin entrika düzeninin içinde aramamız, tarihi gerçeğe ve realiteye aykırıdır, mugayirdir.”
Konuşmasının ardından Ortaylı’ya Dışişleri Bakan Yardımcı Mehmet Kemal Bozay ve Edirne Valisi Yunus Sezer tarafından Karadağ Milletvekili ve Karadağ Parlementosu Uluslararası İlişkiler Komisyonu Başkanı ressam Doç. Dr. Abaz Dizdarevic’in yaptığı tablo hediye edildi.